29 Şubat 2012 Çarşamba

Türbanlı betül

ki senedir onun 18 yaşına basmasını bekliyordum. aşağı komşunun güzel türbanlı kızı betül, gelecek vaat eden bir vücudu ve işveli hareketleriyle hep dikkatimi çekiyordu. aramızda iki yaş vardı, ben büyüktüm. betülün ailesi muhafazakar ama yaşamdan zevk almasını bilen insanlardı. her fırsatta ailecek tatile giderlerdi. ama betül 18 yaşına girip de üniversiteye başlayınca, sınav dönemlerinde onu evde babaannesiyle bırakmaya başladılar. bu arada betülle aramız fena değildi. msnden konuşurduk, arada yolumuz kesişirse beraber yürürdük. ama hiç aşk, meşk düşünmedim. tek hedefim, eteğin altında sağlam duran kalçaları ve bol elbiselerine rağmen kendini belli eden dik göğüsleriydi. bu arada, dolgun ve öne doğru hafif eğimli dudaklarını emmek istiyordum. betülün de benden hoşlandığını sanmıyordum. zira hiç öyle bir iması olmamıştı. hazır 18 yaşına girmişken, msnde daha cesur konuşmaya başladım. adeta yavaş yavaş işliyordum onu. bazen söz erkeklerden ve kadınlardan açılıyordu. yapmayı planladığım şeylerden birisi, ona cinselliğin özgürce gösterildiği filmler izletmek olacaktı. tabi bunları, süslü kelimelerle yapıyordum ki gerçek niyetimi anlamasın. izledikten sonra filmler hakkında konuşuyorduk. konu ister istemez cinselliğe geliyordu. "Bu film de biraz şey..." diyordu, ben de sinsi bir biçimde soruyordum. "Ne bileyim, hiç denemediğim için bilmiyorum" demeye başladı. her filmden sonra özlemi cinselliğe ilgisi uyanıyordu, ben de bunu kullanacaktım. derken, betülün sınav dönemlerinden birinde, ailesinin kaplıcalara gideceği tuttu. babaannesinin de kemikleri sızlıyordu nicedir ve onu da götürdüler. zaten iki günlüğüne diye, betülün yalnız kalmasına izin verdiler. ben msnde daha agresif davranmaya başladım. sürekli cinsellikle ilgili şeyler konuşmaya başladık. tepki göstermemesi beni cesaretlendiriyordu. ilk gece sadece konuştuk. önümüzde bir gece daha vardı, ailesi gelecekti ertesi gün. o gün sabahtan itibaren markaja aldım. "evden çıkamıyorsundur, istediğin bir şey varsa ben getiririm" gibi mesajlar veriyordum. neyse ki, onun da gönlü olmaya başlamıştı, en azından sevişebileceğimizi düşünüyordu sanırım ki, eve davet etti beni. gelirken de pasta almamı istedi. eve girdiğimde altında geniş bir pijama altı, üstünde çok dar olmayan bir bluz ve başında simsiyah bir örtü vardı. makyajsız dudaklarını konuşurken ıslatıyor ve gel beni ıssır diyordu resmen. bir saate yakın sadece oturup muhabbet ettik, pasta yedik, çay içtik. bluzunun altındaki füze gibi memelerine kaymaya başladı artık bakışlarım. konuşurken yalnızca dudaklarına odaklanıyordum. rahat oturamıyordum çünkü aletim hareketlenmeye başlamıştı. onun da nefes alış verişi sıklaştı. masanın üzerinde kremalı pastanın kalanı duruyordu. bir anlık hamleyle, parmağımı kremaya daldırıp dudaklarına sürdüm. hiç sesini çıkarmadı ve ben dudaklarına yapıştım. ağır ağır emiyorduk birbirimizin dudaklarını. krema tadı ikimizi de deli etti. ben ellerimi yavaştan memelerine kaydırırken, o da kasık aramı okşamaya başladı. itiraz etmemesi hoşuma gitti. vücudu dipdiriydi, elimi nereye atsam yumuşacıktı. bacaklarını okşarken elimi beline atıp aşağı doğru kaydırdım. çıplak tenini okşuyordum artık. kalçalarını yoğuruyordum. daha ateşli öpüşüyorduk artık. dillerimiz karışmıştı. yaklaşık on dakika boyunca sadece öpüştük ve okşadık birbirimizi. ilk önce ben ayırdım dudağımı, bana gülümseyerek bakıyordu. acayip hoşuna gitmişti. başörtüsünü çıkardı önce, sonra bluzunu ve pijamasını. karşımda iç çamaşırlarıyla duruyordu. beni kanepeye iterek uzanmamı sağladı. pantolonumu çıkarıp aletime ulaştı elleriyle. ilk defa gördüğü bu organı uzun süre eliyle inceledi. hiçbir şey söylemiyor, sadece tatlı tatlı gülümsüyordu. ben de elimle göğüslerini okşuyordum. meme uçları sertleşmişti. derken aletimi ağzına aldı. acemice öpüyor, dilini başında gezdiriyordu. ben hiç zorlamadan, o baya bir kıvama getirdi aleti. doğrulup omuzlarından başlayarak, memelerini, göbeğini ve sırtını yaladım. öpücükler kondurdum. acayip mutluydu. ellerimle bacaklarını ve apış arasını okşuyordum. vajinası ıslanmıştı iyice. yaklaşık bir on beş dakika birbirimizi böyle emdik. nihayet ikimiz de çırılçıplak kalmıştık. kontrolü onunla paylaşıyordum. böylece bazen o beni altına alıyor ve boynumu, göğsümü ve aletimi emiyordu. bazen de ben onu altıma alıyor ve kalçalarını, ensesini, belindeki o güzel çukuru ve bacaklarını emiyordum. aletim taş gibi olmuş, damarları ortaya çıkmış ve içine girmek için sabırsızlanıyordu. ama ilk hamle ondan gelsin istedim. kanepede yan yana oturup ikimiz de birbirimizi bekliyorduk. gülümsüyordu yine. derken kalkıp üstüme oturdu. füze gibi memelerini ağzıma verip, ağır ağır bütün aletimi içine aldı. bu arada bekareti bozulmuştu ve yüzünde hafif bir ekşime vardı. nefessiz kalmıştık. yavaş yavaş oturup kalkmaya başladı sonra. ben ağzımı kocaman açıp memesinden alabildiğim kadarını alıyor, sonra emerek bırakıyor ve meme ucunu kapıyordum. o iki müthiş güzel memenin arasında hayatımın en mutlu anlarını yaşıyordum. madem olan olmuştu, kontrolü biraz elime almalıydım. koltuk altından kavrayıp kanepeye uzattım. bu arada aletimi içinden çıkarıp hafifçe vajinasının dudaklarına vurmaya başladım. bacaklarını aralayıp bedenimi yerleştirdim. yeniden dibine kadar yüklendim. derin bir nefes aldı. hafif tempoda gidip gelmeye başladım. bu arada dudaklarını küçük ıssırıklarla emiyordum. betülün vücudu titremeye başlamıştı. tırnaklarını sırtıma geçiriyor, bacaklarını belimde birleştiriyordu. ben alttan pompalarken o güzel göğüsleri hopluyor, dudaklarını emerken inleme sesleri kulağımı okşuyordu. adeta zevk üreten bir makine gibi çalışıyorduk. derken betülün titremeleri arttı. ben de boşalmak üzereydim. önce hızlandım. dudaklarını serbest bıraktım çünkü ağzını kapatamayacak kadar bağırıyordu artık. her vuruşumda daha da fazla bağırıyordu. ikimiz de patlama noktasındaydık. son hamlelere doğru yaşadığım zevki anlatamam, artık daha fazla kasılıyordu ve içine her girdiğimde sanki bir daha çıkamayacakmışım gibi oluyordu. en sonunda içinden çıkarıp göbeğine boşaldım. o da sular seller gibi geliyordu. ikimiz de yorulmuştuk. gene gülümsemeye başladı. teşekkür etti bana. ben de ona öpücükler konduruyordum sürekli. beraber duş aldık ama orada cinsel birleşme yaşamadık. ısrarcı olmak istemedim, sadece birbirimizi okşayarak ve organlarımızı elle uyararak boşaldık. iki aşık gibi seviştiysek de, hiç aşık olmadık. zaman zaman bir araya gelip tekrarladık bunu. zamanla daha sert sevişmelerimiz de oldu. en sonunda onu evlendirdik de, ben de kurtuldum. neyse ki, kocası pek sorun etmedi bu bekaret meselesini. ya da betül bir başka yol buldu...

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.