29 Şubat 2012 Çarşamba

Komşumun Karısı

Adım Kaan, 23 yaşındayım. Antalya’da yaşıyorum ve hikayem Antalya’da yaşandı. Tam Jennifer Lopez'in bacaklarını aralamışken kapı çaldı... Gözlerimi açtım, banyo fıskiyesinden akan tazyikli su gözlerime doldu. Elimdeki sabunu birakıp, gözlerimi sildim. O arada kapı tekrar çaldı. Suyu kapattım, bornozumu giydim... Sinirliydim çünkü işim yarım kalmıştı. Kapının deliğinden gelenin kim olduğuna baktım. Bakımlı, dolgun göğüslü ve dolgun kalçalı bir kadın. Hafif balık etli. Yaşı 36 ya da 40 olmalı... Güzel değil, ama kapıyı açtıracak kadar da çekici; hem de ağzına kadar. Kapıyı açtım. Kadın: "Özür dilerim, sanırım kötü bir zamanda geldim." Ben: "Sorun değil, ben de çıkmıştım zaten." Hemen konuya girdi. Kadın: "Fazla kahveniz varsa biraz verebilir misin, bizimki bitmişte." Ben: "Tabii ki." diyerek hemen mutfağa gittim. Kahveyi buldum, kadının dediği gibi "Biraz" verdim. Kadın çok memnun oldu, birkaç saniye teşekkür ve övgü dizdikten sonra gitti. İki üçgün sonra kapı tekrar çaldı. Bu sefer delikten bakmadım, çalış tarzından kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Açtım, elinde tepsi ve tepsinin üstünde içi kuru pasta dolu bir tabak. Bana getirmiş, üstelik de kendi elleri ile yapmış. Pastalar için teşşekür ettim, ayak üstü biraz sohbet ettik. Daha sonra gitti. İlerleyen günlerde sık sık kapım çalmaya başladı. Kadın evde ne varsa bize getiriyordu. Gel zaman git zaman, samimiyetimiz doruk noktasına ulaştı. Birgün beni evine film izlemeye bile davet etti. Kabul ettim, ama bir şartım vardı; filmi biz de izleyecektik. O da gülerek kabul etti. İnternette bi süre film aradık... Şu olmasın, bu olmasın derken ellerimiz birbirine sıkça değdi. En sonunda aşk, entrika, keder, ihanet içeren bir filmde karar kıldık. Biz de filme paralel ilerliyorduk... Filmin yirminci dakikasında kadın ağlamaya başladı. Elimi dostane bir tavırla omuzuna koydum diğer elimle de göz yaşlarını sildim. Gözlerimin içine baktı, "Sen çok iyisin, keşke kocamda senin kadar iyi olabilse." dedi ve dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık verdim. Bi süre seviştikten sonra, tişörtüm'le pijamamı çıkardı. Daha sonra kendi üstündekileri... Yavaşça kanepeye uzandık... Hemen üstüme çıktı. Elleri ile kollarımın altından omuzlarımı kavradı. Dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Tüm bedenini hissedebiliyordum. Öylece seviştik... Aradan biraz zaman geçtikten sonra hafifçe doğruldu, elini bacaklarının arasından uzatıp penisimi kavradı ve vajinasına doğru götürdü. Birkaç denemeden sonra, penisim tamamı ile kadının vajinasının içindeydi. Tam o anda kadının telefonu çaldı. Kısa bir konuşma yaptıktan sonra apartopar giyindi; kocam geliyor diyerek hızlı adımlarla gitti. Hiçbir şey söylemeye fırsat bulamamamıştım. Her şey o kadar hızlı olup bitmişti ki, yatakta öylece kala kaldım. Şimdi ne yapacağım diye kara kara düşünürken, birden Jennifer Lopez'le yarım kalan işim aklıma geldi. Banyoya girdim, sabun bıraktığım yerdeydi. Biraz köpürttükten sonra gözlerimi kapattım, Jennifer Lopez bacaklarını ayırmış beni bekliyordu...

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.