29 Şubat 2012 Çarşamba

Cocukluk Arkadasim Futbolcu Erdem

Herkese tüm seks hikayesi sevenlere merhaba. Benim ismim Hazal, Turistik bir bölgede otelde çalışıyorum. Okul zamanlarımda staj için bir otelde recepsionist olarak işe başlamıştım. Şu andaki eşim ile o otelde çalışmıştım. O üst düzey bi yöneticiydi. Arkadaşlığımız belli bir süre sonra ilişkiye doğru yöneldi. Eşim benden yaşça baya büyüktü. Benim okulum bittikten sonra doğduğum şehre dönmek zorunda kalacaktım. Eşimde durumun böyle olacağını bilerek bana evlenme teklifinde bulundu ve bende kabul ederek ailemden gizlice evlendim.Çünkü babam beni kendi istediği biriyle evlendirmek istiyordu. Evlendikten sonra aynı iş yerinde olmak istemediğimiz için ayrı ayrı otellerde çalışmaya başladık. Ne o öyle 24 saat dip dibe olacak şey değildi zaten. Evliliğimizin ilk yılları çok güzel geçti. Sabah birlikte evden çıkıyorduk, sonra akşam eve dönüp, sanki yıllardır görüşmüyormuş gibi hasretle kucaklaşıyorduk. Sonra birbirimize gün içinde olanları anlatıp kahkahalarla gülüyorduk.Ancak son aylarda eşimle aramız birden bire açılmaya başladı. Önceleri benim maaş kartım da ondaydı, nereye ne harcadığını hiç umursamıyordum. Zaten bir evimiz vardı, evde pek bir harcamamız da olmuyordu. Otelde yiyip içiyor, izin günleri dışında evde yemek bile yapmıyorduk. Sonra bir gün eşimin kredi kartı ekstresini inceledim.Bir kuyumcu ve ünlü bir restoranın harcaması vardı. O ay içinde bana bir şey almamıştı.birlikte dışarı da gitmemiştik. Belki bir başka arkadaşına kartı kullandırmış olabileceğini düşündüm. Fakat içime bir kurt düşmüştü, o güne kadar ona parasal konularda hep güvenmiştim, şimdi ne diyeceğimi de bilemiyordum. Aradan birkaç gün geçti, bir arkadaşımın, kartını başkasına kullandırdığını şimdi de başının dertte olduğunu söyledim. O da “Arkadaşın yanlış yapmış, insan kartını başkasına verir mi hiç? dedi.Ağzıyla yakalanmıştı, demek ki o harcamayı kendisi yapmıştı. İçimi büyük bir sıkıntı bastı, gidip sakladığım yerden ekstreyi alıp masaya koydum. “Bu harcamalar ne?” dedim. Hemen savunmaya geçti tabi “Sen bana hesap mı soruyorsun?” dedi. “Evet soruyorum” dedim. “Bana bir hediye almadığına göre, aynı gün dışarıda pahalı bir yemek yediğine göre, bunun bir açıklaması olmalıdır mutlaka” diye devam ettim.Kızardı bozardı, Doğru düzgün bir yalan uyduramadı. Sonunda “Bir acenta sahibine kıyak yaptık, müşteri getirsin diye” dedi. Hadi bu alemin dışında olsanız bunu yutarsınız, hiçbir acenta sahibine o tür kıyak yapılmaz, kaldı ki yapılacaksa patron yapar sana ne? O günden sonra yataklarımızı ayırdık. Boşansam ailem asla orada yalnız kalmana izin vermezdi. Zaten gizlice evlendiğim için onlara karşı boynum büküktü. Babamın bana nasıl bakın neler söyleyeceğini çok iyi biliyordum. Birkaç hafta aynı evin içinde iki yabancı gibi yaşadık. Sonra ona karşı öfkem azaldı ve yine karı koca hayatı yaşamaya devam ettik. Ancak içimdeki fırtına hiç dinmedi, aldatılmanın acısını bir türlü silemedim ruhumdan. Çalıştığımız otel yazın olduğu kadar kışın da hareketlidir. Çünkü futbol takımları devre arası kamplarını genellikle bizim bölgede yaparlar. Bir gün yine otele bir futbol takımı geldi. İşlemlerini yaparken futbolculardan birisinin lise arkadaşım Erdem olduğunu fark ettim. Hani gurbettesin izdir de bir tanıdık görürsünüz ya işte aynı şeyleri hissettim. O gün karşılaşamadık Erdem’le. Geceyi içimde tuhaf duygularla geçirdim.Sabah adeta uçarcasına otele gittim. Takım kahvaltıdayken yanlarına gittim, Erdem beni görür görmez tanımıştı. Ama o çok değişmişti, o cılız çocuk gitmiş, uzun boylu uzun saçlı, geniş omuzlu bir dev adam olmuştu. Masadan kalkıp benimle tokalaştı. Burada çalıştığımı söyleyince çok şaşırdı. Artık sık sık karşılaşmaya başlamıştık. Kampın sonlarına doğru bir gün bana “Ya boş vaktin yok mu bir ara oturup eski günleri konuşalım” dedi. “Olur” anlamında kafamı salladım. Akşam idmanından sonra benim de mesaim bitince otelin bahçesinde yürüyüşe çıktık Erdemle. Dereden tepeden, havadan sudan derken saatlerce konuştuk. Bana o kadar iyi geldi ki anlatamam. Tekrar geldiğimiz yerden dönerken onun aklına bir muziplik gelmiş olmalı ki portakal bahçesine daldı. Yanına gittim, ağaçtan portakal koparırken bir anda benim üzerime düştü. İkimiz yere yuvarlandık, bir taraftan gülüp bir taraftan kalkmaya çalışırken aniden dudaklarımız birleşti. Sonra deli gibi öpüşmeye devam ettik. Çıldırmış gibiydik, otelin arka kapısından girip boş bir odaya geçtik, çılgın gibi üstümüzü çıkarıp sevişmeye başladık.Arka arkaya iki kez ilişkiye girdikten sonra odadan ayrı ayrı çıktık. O günden sonra kamp bitene kadar birkaç kez daha birlikte olduk. İçimdeki intikam ateşini söndürmüştüm ya oldukça rahatladım.

0 yorum:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.